Marmara Bölgesi’nin gerek sanayi alanında gerekse tarımsal üretimde verimli topraklarıyla öne çıkan lokomotif kentlerinin başında Bursa geliyor. Yazı dizimizin bu bölümünde Bursa solucan gübresi üretiminde nerede konusunu ele alacağız. İldeki tarımsal faaliyetlerde solucan gübresi kullanımının önemi üzerinde duracağız. Özellikle tarımsal üretimde her coğrafyasında ayrı ürünün yetişmesine olanak tanıyan cennet ülkemizin, her karış toprağında solucan gübresi üretimi, kullanımı ve sağladığı faydaları anlatmaya devam edeceğiz. Hedefimiz ülkenin her bölgesinde ve ilinde organik solucan gübresinin kullanılması için daha fazla üretici ve çiftçiye ulaşmak. Bu kapsamda çalışmalarımıza yılmadan devam edeceğiz.

Bursa solucan gübresi
Osmanlı İmparatorluğu’na birçok kez başkentlik yapan, Cumhuriyetin ilk yıllarında ise tarım kenti görüntüsü ile karşımıza çıkan Bursa, yaklaşık 30 yıldır ise tekstil ve otomotiv sanayilerinin merkezi konumunda bulunuyor. Tarım kenti kimliğine 1970’li yıllardan sonra sanayi kimliğini de eklemeyi başaran ilde, hızlı sanayileşmenin getirdiği birçok olumsuzluk da beraberinde geldi.
Oysa sahip olduğu zengin ürün çeşidi, verimli toprakları, uygun iklim koşulları ile tek başına tüm bölgeyi besleyebilecek kapasiteye sahip olan Bursa’nın; kültürel, sosyal ve ekonomik yapısı da 70’li yıllar itibarıyla değişime uğradı. Halihazırda hızla gelişim gösteren ve kayda değer istihdam ve ihracat gücü yaratan kent, aynı hızla tarımsal kimliğinden sıyrılıp, sanayi kenti kimliğine büründü.
Gelinen noktada Bursa özellikle sahip olduğu ve yukarıda belirttiğimiz ekolojik avantaj nedeniyle sanayide olduğu kadar bitkisel üretimde de kayda değer potansiyel taşıyor. Bu kapsamda ilde yapılan ilk sanayi yatırımlarının tarıma dayalı sanayi alanında olması kuşkusuz bir tesadüf değil. Başka bir ifadeyle tarım ve sanayi entegrasyonu uyumunun ilk adımları olarak değerlendirilebilecek; domates salçası, dondurulmuş gıda, meyve-sebze konservesi ve meyve suyu üretiminin yanı sıra yaş meyve ve sebze ihracatında önemli merkez haline gelmesinin arkasında yine zengin ürün çeşitliliği ve tarımsal üretimin olduğunu görmek mümkün.
Kimyasal gübre toprakları zehirledi, verimi düşürdü
Bursa, yaklaşık 40 yıl içinde önemli bir bölümünü çarpık kentleşme, tarım alanlarının sanayileşmeye açılması ile kaybetti. Bursa’da Türkiye’nin en verimli meyve, sebze ürünleri yetiştiriliyor. Bursa Ovası’nın kalanını ise kaçak yapılaşma ve giderek düşen yeraltı su seviyesi nedeniyle ile kaybetmeye devam ediyoruz. Bursa‘da hızlı sanayileşme beraberinde hızlı nüfus artışını ve kentleşmeyi getirdi. Bu kapsamda aynı hızla verimli tarım arazilerini tüketen Bursa’da, özellikle son 25 yılda binlerce hektarlık verimli tarım toprağı yok oldu. Kalan topraklarsa kimyasal gübre ile biçim değiştirdi, verimi düştü, zehirlendi. Son yıllarda gizli erozyon olarak tabir edilen en az rüzgâr ve su erozyonu kadar tehlikeli olan kimyasal gübre kullanılmış. Sanayileşme, çarpık yapılaşma, tarım arazilerinin imara açılması sadece Bursa Ovası’nı değil, Türkiye’nin tarım üretimini tehdit ediyor. Bu konuda sürdürülebilir tarım politikalarının olmaması ise Türkiye topraklarının başka bir kadersizliği olarak karşımıza çıkıyor.

Bursa sahip olduğu tarım arazilerini korumak zorunda
Öte yandan Bursa toplam arazi varlığında yüzde 40’ına tarımsal üretime olanak tanıyan güçlü arazilere sahip. İl sahip olduğu arazi varlığı, tarıma uygun arazileri ile sulanabilir tarım arazileri kapsamında kayda değer potansiyel taşıyor. Biraz daha yakından değerlendirecek olursak; 1. ve 4. sınıf arazilerin yüzölçümü 241 bin hektar olan Bursa’da toplam tarım arazisi varlığı yüzde 55’e ulaşıyor. Buna göre ortalama 431 bin hektar tarım arazisinin yüzde 71’i tarla, yüzde 13’ü sebze, yüzde 6’sı meyve, yüzde 2’si bağ ve yüzde 8’i zeytinlik olarak kullanıyor. İlde, 431 bin hektar tarım alanının yüzde 56’sı başka bir deyişle 241 bin hektarlık bölümü sulanabilir konumda bulunuyor.
Bursa’da yetiştirilen ürünlerin başında ise; şeker pancarı, buğday, kuru soğan, patates, mısır geliyor. Sebze üretiminde özellikle domates, karpuz, sivri biber, patlıcan, lahana ile öne çıkıyor. Kentte şeftali, üzüm, zeytin, elma, armut gibi meyveler yetiştiriliyor. İlde ayrıca sofralık zeytin, üzüm kıyı ve göller bölgesinde sebze ve meyve iç kesimlerde, patates ve çilek yüksek dağ ve yaylalarda yetiştirilebiliyor.
İlçeler özgülünde üretim şekli dikkate alındığında Karacabey meyve ve baklagiller üretiminin yanı sıra diğer tüm ürün çeşitleriyle kentin en büyük tarımsal üreticisi olma özelliğine sahip. Tarımsal üretimde yüzde 36’lık paya sahip olan Karacabey, kayda değer tarımsal istihdama da ev sahipliği yapıyor.
Bursalı çiftçi, solucan gübresi ile tanışıyor
Bursa‘nın doğal koşulları ve uygun fiziksel konumu tarım ürünlerinde miktar, çeşitlilik ve verim anlamında zenginlik sağladı. Bursa‘da gıda sanayii özgülünde her türlü ticari faaliyeti görmek mümkün. Bu alanda et ve sütlü mamuller üretimi, sebze ve meyve işleme sanayii ve meyve suları üretimi ile soğuk hava depoculuğu göze çarpan üretim faaliyetleri içinde yer alır. Daha önce de belirttiğimiz gibi kentte 1960’lı yılından bu yana tarımsal sanayi yatırımları artış gösterdi.
Kent, zamanla adeta tarımsal sanayi yatırımlarının merkezi konumuna ulaştı. Türkiye‘de domates salçası üretiminin yüzde 55‘i bu şehirde. Meyve-sebze konservesi üretiminin yüzde 60‘ı, turşu üretiminin yüzde 50‘si, meyve suyu üretiminin yüzde 24‘ü, dondurulmuş sebze üretiminin yüzde 54‘ü, sofralık zeytin üretiminin yüzde 60‘ı burada yapılıyor. Fakat tüm Türkiye’de olduğu gibi Bursa’da tarım topraklarında yoğun olarak kullanılan kimyasal gübre ve türevleri toprak ve ürün kalitesinde önemli bir yıpranma yarattı. Bu nedenle alternatif gübre olarak solucan gübresine yönelen çiftçi, bu sayede organik tarım üretimine başladı. Solucan gübresi fiyatları ise kimyasal gübreden ucuz olduğu için çiftçi tercih ediyor.
Leave a Reply