Gübre Çalıştayı ve Organomineral Konusu

Home / organik gübre / Gübre Çalıştayı ve Organomineral Konusu
Gübre Çalıştayı

Toprağın kalitesini artırma konusunda toplumu bilinçlendirmek ve tarımsal sürdürülebilirliğe katkı sağlamak amacıyla, Sütaş ve TEMA Vakfı iş birliğinde ‘Organomineral Gübre Çalıştayı’ düzenlendi. Çalıştay, çeşitli üniversitelerden 20 akademisyen ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı temsilcilerinin katılım ve katkılarıyla yapıldı. Çalıştay’da konuşan TEMA Vakfı Başkanı Deniz Ataç, “İyi bir tarım toprağı, ağırlığının en az yüzde 3’ü kadar organik madde içermeli ama Türkiye’de tarım topraklarının yüzde 99’u bu değerin altında. Yanlış tarımsal uygulamalar topraklarımıza büyük oranda zarar veriyor” dedi. Gübre çalıştayı’nda organomineral konusu ele alındı.

Gübre çalıştayı : Toprakta organik madde eksikliğinin yarattığı sorunlar

Tarımın temeli tohum, tohum için vazgeçilmez unsur ise topraktır. Tohumun ekileceği fide veya fidanın dikileceği toprağın niteliği ve kalitesi kayda değer önem taşımaktadır. Günümüzde sadece Türkiye’de değil, dünyanın birçok ülkesinde tarım toprakları hoyratça kullanıldı, değeri bilinmedi.  Bilinçsiz gübre ve ilaç kullanımı, toprağın yanlış işlenmesi tarım topraklarının kirlenmesinde ve kaybedilmesinde etkili oldu. Sayılan bu nedenlerden kaynaklı tarım topraklarından istenilen verim elde edilemiyor.

TEMA ve Sütaş işbirliği ile Organomineral Gübre Çalıştayı yapıldı

Toprağın kalitesini artırma konusunda toplumu bilinçlendirmek ve tarımsal sürdürülebilirliğe katkı sağlamak amacıyla, Sütaş ve TEMA Vakfı iş birliğinde Organomineral Gübre Çalıştayı gerçekleştirildi. Çalıştay, çeşitli üniversitelerden 20 akademisyen ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı temsilcilerinin katılım ve katkılarıyla yapıldı. Çalıştay kitabının tanıtıldığı basın toplantısında; tarım topraklarındaki sağlık ve kalite göstergelerinin başında gelen organik madde eksikliğine dikkat çekilerek, bu durumun toprağın verimliliğini etkileyen en önemli sorunlardan biri olduğunun altı çizildi. Toplantıda tarım topraklarındaki organik madde yetersizliğine dikkat çekilirken, organik madde içeriğini artıracak uygulamaların toprak ekosistemi bakımından önemine dikkat çekildi.

Gübre Çalıştayı ve Organomineral Konusu
Gübre Çalıştayı ve Organomineral Konusu

Tema ve gübre çalıştayı

Kötü kullanım nedeniyle Türkiye’deki tarım topraklarının yüzde 99’u organik madde bakımından oldukça fakirdir. Türkiye’de yıllardır toprakların korunması konusunda öncülük yapan ve duyarlı çalışmalara imza atan sivil toplum örgütü TEMA Vakfı, süt sektörünün öncü kuruluşlarından Sütaş ile işbirliği yaparak önemli bir sosyal sorumluluk projesine imza attı. Bu kapsamda Organomineral Gübre Çalıştayı düzenlendi ve söz konusu çalıştayda yapılan sunumlar bir kitapta toplandı. Çalıştaya TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, Sütaş Grubu Tarımsal Faaliyetlerden Sorumlu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tarık Tezel, Organomineral Gübre Çalıştayı kitabının editörü ve TEMA Vakfı Danışmanı Prof. Dr. Engin Kınacı katıldı.

Organik madde, toprak sağlığı ve verimliğinde belirleyici

Kitabın sunumunda konuşan Deniz Ataç, toprağın önemine değinerek; “Yaşamın temel kaynağı toprak gıda, lif ve ilaç başta olmak üzere insanlara sağladığı çok sayıda ürünün tedarikinden, karbon, azot ve su döngüsü üzerinde düzenleyici rolüne, biyolojik çeşitliliğin korunmasından insanların ekonomik, sosyal ve kültürel yaşamlarına uzanan çok sayıda ekosistem hizmeti sağlamaktadır. Bu hizmetlerin varlığı, doğrudan toprak sağlığı, diğer bir deyişle toprak kalitesi ile ilişkilidir. Toprak yapısının en azını teşkil etmesine rağmen toprak organik maddesi toprak sağlığının ve verimliliğinin en önemli göstergelerinden biridir” dedi.

Tarımda üretim şekli değişti, topraklar bozuldu

Tarımın son 70-80 yılda önemli bir değişimden geçtiğine, yoğun toprak işleme, kimyasal gübre ve pestisit (zirai ilaç) kullanımının yaygınlaştığına değinen Deniz Ataç, yöntemin kısa vadede bitkisel üretimi artırdığına fakat uzun vadede toprağı olumsuz yönde etkilediğini söyledi. Ataç sözlerine şöyle devam etti; “Bu uygulamaların bitkisel üretimin artmasında, dolayısıyla dünya gıda ihtiyacının karşılanmasında etkisi olmakla birlikte, tekniğine uygun yapılmayan toprak işleme, kimyasal gübre ve pestisit kullanımının da toprak organik maddesi ile toprak biyolojik çeşitliliğini olumsuz etkilediğine dair çok sayıda araştırma çalışması bulunmaktadır. Toprak organik maddesinin azalması toprak bozulumu nedenlerinin başında gelmektedir. Organik madde içeriği bakımından ülkemiz topraklarının çok büyük bölümü fakirdir. Bununla beraber kimyasal gübrelerin yaygınlaşmasıyla, geçmişte kullanılan ve toprakların organik madde içeriğine katkısı olan kaynaklar kullanılmaz olmuş, hatta bu kaynaklara atık gözüyle bakılmaya başlanmıştır.”

Sürdürülebilir tarım için nitelikli toprak şart

Çalıştayda söz alan Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz ise kitaba ön söz yazdı. Önsözde “Toprak, tüm canlıların ortaklaşa kullandığı, yaşamın sürekliliğini sağlayan, doğanın bizlere emanet ettiği en önemli kaynaklardan biridir” şeklinde görüşlerini özetledi. 2050 yılında dünya nüfusunun 9.7 milyar olması beklenirken, gıda ihtiyacını karşılamak için tarımsal üretimin bugüne oranla yüzde 70 artırılması gerektiğine değinen Yılmaz; “Oysa tarımsal üretim için kullanılabilir durumdaki araziler, ekolojik sorunlar sebebiyle her geçen gün azalmakta; mevcut toprakların da niteliği gittikçe bozulmaktadır. Bu bozulmanın başlıca göstergelerinden biri, toprağın en önemli öğesi olan organik madde içeriğinin azalmasıdır” dedi. Yolmaz, Organik maddenin kaybında yanlış tarımsal uygulamaların yarattığı olumsuzluklara vurgu yaptı. Toprağın kalitesini artırmak amacıyla kullanılabilecek organik atıkları değerlendiren ekonomik ve sürdürülebilir uygulamaların büyük önem taşıdığına dikkat çekti.

“Organik gübre elimizdeki en güçlü anahtar”

Türkiye tarım topraklarının fiziksel, kimyasal, biyolojik özelliklerinin ve verimlilik potansiyellerinin istenen düzeyde olabilmesi için organik madde içeriği, toprak ağırlığının en az yüzde üçü kadar olmalı gerektiğini belirten Muharrem Yılmaz, “Son yıllarda yapılan toprak analizi sonuçlarına göre topraklarımızın yüzde doksan dokuzu bu değerin altında organik madde içermektedir. Yanlış ve bilinçsiz tarım uygulamaları toprak ve çevre sağlığını etkiliyor. Oysa tüm bu olumsuzluklardan kurtulmak için elimizde güçlü bir anahtarımız var; ‘organik ve organomineral gübre’ dedi.

TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, Sütaş Grubu Tarımsal Faaliyetlerden Sorumlu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tarık Tezel, Organomineral Gübre Çalıştayı kitabının editörü ve TEMA Vakfı Danışmanı Prof. Dr. Engin Kınacı’nın katıldığı, Organomineral Gübre Çalıştayı’nda elde edilen sonuç ve öneriler ise şu şekilde özetlenebilir;

Çalıştay sonucu elde edilen sonuçlar

– Tarım toprakların fiziksel, kimyasal, biyolojik özelliklerinin ve verimlilik potansiyelleri konusu. İstenen düzeylerde olabilmesi için organik madde içeriği toprak ağırlığının en az yüzde 3’ü kadar olmalıdır. Son yıllarda yapılan toprak analizi sonuçlarına göre topraklarımızın yüzde 99’u bu değerin altında organik madde içermektedir.

-Toprakların organik madde eksikliğini gidermek üzere hayvan dışkıları, tarımsal bitki artıkları, kentsel organik atıklar, leonardit, yeşil gübreleme, mezbaha ve et kombinası atıkları, humik asit ve diğer organik materyaller olmak üzere çok sayıda kaynak mevcuttur. Ancak bu kaynaklar ülkemizde, büyük ölçüde doğru değerlendirilememekte ve israf edilmektedir.

Gübre Çalıştayı

-Toprak kalitesinin en önemli göstergesinden biri olmasına rağmen, bugün toprak organik maddesinin önemi yeterince bilinmemektedir. Bu nedenle üreticiler, toprağın organik madde içeriğinin önemi, topraklarında kullanabilecekleri hayvansal ve bitkisel organik madde kaynakları ve bunların kullanma şekilleri hakkında bilgilendirilmelidir.

– Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, organik madde düzeyinin yükseltilmesi ve toprak verimliliğinin artırılmasına yönelik uygulamalara teşvikler veriyor. Bu yönde önemli katkıları olan iyi tarım uygulamalarının yaygınlaşması ve ciddiyetle uygulanması konusunda daha aktif ve etkin olmalıdır.

Özetle, toprakların korunması, tarım ve gıdanın sürdürülebilir kılınması için devlet, çiftçi, sanayici, tüketici, sivil toplum kuruluşları, herkes sorumluluğunu bilmeli ve gelecek için toprağa sahip çıkmalıdır.

Leave a Reply

Your email address will not be published.